Sürdürülebilir bir İslami çalışma modeli oluşturmak, hem bireysel hem de toplumsal düzlemde istikrarlı, uzun soluklu ve derinlikli bir tebliğ ve hizmet anlayışını gerektirir. Bu çerçevede iki temel kaynak olan sosyal kaynaklar (aile ve arkadaş) ile bireysel kaynakların (boş zaman, sağlık, mutluluk, kontrol odaklılık ve esneklik) korunması, hem Kur’an’dan hem de Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sünnetinden esinlenerek anlam kazanır.
Sosyal kaynaklar, bireyin aidiyet duygusunu pekiştiren, moral ve motivasyon sağlayan, zorluklar karşısında destek oluşturan temel dinamiklerdir. Aile ve arkadaş çevresi, İslami çalışmalarda istikrar sağlayan bir çevre zemini sunar.
"Rabbin, yalnızca kendisine ibadet etmenizi ve anne-babaya iyi davranmanızı emretti..." (İsra, 17/23)
Bu ayet, ailenin ihmal edilmemesi gerektiğini ve insanın dengesini aile içi ilişkilerle kurduğunu gösterir.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) aile hayatı güven, sadakat ve karşılıklı desteğe dayanıyordu.
Hz. Hatice validemiz, Peygamberimizin davet sürecinde en güçlü manevi ve sosyal destekçilerinden biri olmuştur. Bu örnek, tebliğde başarılı olmanın sağlam bir aile desteğiyle mümkün olduğunu gösterir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), tebliğ sürecinde ashabıyla güçlü dostluklar kurmuş, onlara değer vermiştir:
"Mümin, mümin kardeşi için bir binanın taşları gibidir; birbirini tutar." (Buhârî, Edeb 27)
Sosyal ilişkiler, yalnızlığı aşmak, dayanışmayı artırmak ve bir hedef etrafında toplanmak için gereklidir.
Yalnızlık ve motivasyon kaybı: Aile desteği ve arkadaş çevresi olmayan birey, zorluklar karşısında yılabilir, istikrarsızlaşabilir.
İstişare eksikliği: Sosyal ilişkiler tebliğ sürecinde istişare ortamı sağlar. Bu eksik olursa yanlış kararlar artar.
Güven kaybı: Sosyal destek sistemi olmayan biri, toplumsal güven inşa edemez.
Hadis: “İki nimet vardır ki insanların çoğu onların kıymetini bilmez: Sağlık ve boş zaman.” (Buhârî, Rikak, 1)
Tebliğ ve ilim için zaman üretmek, sürdürülebilirlik açısından vazgeçilmezdir. Planlanmayan zaman, israf olur ve istikrarlı çalışma mümkün olmaz.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hayatına baktığımızda şu stratejileri görüyoruz:
Zamanı planlamak: Geceleri ibadet, gündüzleri tebliğle geçirmesi
Sağlığı korumak: Tıbb-ı Nebevi uygulamaları, yemek ölçülerine dikkat etmesi
İrade eğitimi: Oruç ve sabırla nefs terbiyesi
İlişkileri çeşitlendirmek: Esnek ve merhametli iletişim dili
Kendini sürekli yenilemek: Ashabı eğitirken kendisi de vahiy ile yönlendirilerek sürekli dönüşüm içindeydi
Bireysel ve sosyal kaynakların farkında olarak onları koruyan ve geliştiren kişi, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) izinden giden sürdürülebilir bir tebliğ modelinin taşıyıcısı olur. Sosyal bağlar, kişinin zorluklara karşı yalnız kalmamasını sağlarken; bireysel kaynaklar onun hizmet potansiyelini artırır.
Bu modelde hedef:
Bu anlayışla kurulan her İslami yapı, zamanla değil, ilkeyle büyür. Çünkü kökü Kur’an’da, gövdesi sünnette olan bir sistem daima yeşerir.
Yazının Sahibi
Yunus Emre KAHVECİ
Bu şiir, takipçimiz Büşra IRMAK tarafından kaleme alınmıştır.
Bu yazı, takipçimiz "Marka Kobiler" tarafından kaleme alınmıştır.
Bu yazı, takipçimiz "K. Sümeyye SANCAK" tarafından kaleme alınmıştır.